Türkiye’de ve dünyada dezavantajlı kesimlere el uzatmak isteyen çok sayıda yardım kuruluşu bulunmakta. Şüphesiz bunların her birisinin ayrı kıymeti var. Her biri kendi dayanışma tarzına sahip. Kimi sivil toplum örgütleri çalışmalarında belli bir dini, kimisi özel bir dezavantajlı kesimi, kimisi bir cinsiyeti hedef alıyor. Bazıları yerel çalışma yürütürken bazı STK’lar başka ülkelerdeki sorunlara eğiliyor. Bazıları ihtiyaç sahiplerinin fotoğraflarını yayınlayarak reklam çalışması yapıyor bazısı yardımda gizliliği esas alıyor.

Bunca yıllık birikimimiz Sınırsız Dayanışma’nın yardımlaşma ve dayanışma anlayışının olgunlaşmasını sağladı.

Bu çerçevede; Sınırsız Dayanışma önce en yakınındakini önemsiyor. Aynı sokağı paylaştığımız, aynı işyerinde çalıştığımız arkadaşlarımızın yanında olmayı önceliyoruz. Gözlerimizin alışkanlık sebebiyle görmez hale geldiklerini, kanıksadığımız mağduriyetleri görmeye çalışıyoruz. Bu açıdan bugüne kadar Afrika’daki Afrikalılardan çok yolu mahallemizden geçen göçmenlerin yanında olduk. Bundan sonra da bu çerçevede dayanışmamızı sürdüreceğiz.

Sınırsız Dayanışma üstten değil yan yana bir dayanışma kurmaya çalışıyor. Yardım organizasyonlarını sadaka mantığı üzerine kurmuyor. Dayanışma içinde oldukları ile arkadaş olmaya, hayatı paylaşmaya çalışıyor. Medya stratejisini de bu ilke çerçevesinde belirliyor. İhtiyaç sahiplerinin onurunu zedeleyici paylaşımlardan, fotoğraf yayınlarından uzak duruyor.

Sınırsız Dayanışma düşene kimliğini sormuyor, dayanışma içinde olduklarından siyasal kazanım elde etmeye çalışmıyor. Dayanışmanın fikri ve kültürel faaliyetlerinin de bu çerçevede olmasına özen gösteriyor. Aynı küresel ekonomik-siyasi sistem içinde yaşayan insanlar olarak dünyayı anlamaya, çözümler üretmeye çalıştığımız bu etkinlikleri de dayanışmamızın parçası olarak görüyoruz. Ancak bu dayanışmayı önceden belirlenmiş bir ideolojik kalıba girmek olarak değil, çok sesli bir dertleşme ve çözüm üretme çabası olarak görüyoruz.

Dayanışmamız, birbirini tamamlayan ve besleyen üç temel yaklaşım üzerine kurulu: insani yardım, insan hakları ve bu iki yaklaşımın düşünsel ve duygusal zeminini oluşturan buluşmalar.

Bu üç unsura eşit derecede değer veriyor ve dayanışmamızın yalnızca maddi destek veya basın açıklaması yapmak değil, aynı zamanda bir arada olmaya ve birlikte çözüm üretmeye dayalı bir çaba olduğunu vurguluyoruz.